
69 yaşındayım. 55 yıldır arının kanadında döner mevsimlerim. Arıcılık benim için sadece bir geçim değil, bir yaşam biçimi oldu. Her ilkbahar, doğa uyanırken ben de kovanlarımın başında yeniden doğarım.
Zamanla öğrendim: Arı bir canlı değil sadece — bir mucize. Her kovanda bir düzen, her çerçevede bir emek, her damla balda sabır gizlidir. Kimi zaman sıcağın altında kovan taşırken terimi toprağa karıştırdım, kimi zaman yüksek dikenli dallardan oğul topladım. Ama hiçbir gün, "yoruldum" demedim. Çünkü arılar bana hep öğretti: Emek karşılıksız kalmaz.
Arının getirdiği sadece bal değildir. Polen, doğanın saf proteinidir. Arının çiçekten çiçeğe topladığı o altın tanecikler, vücudun direncini artırır, hayatı tazeler.
Arı sütü, ana arının besini... Güç verir, yeniler, canlılık aşılar.
Arı ekmeği, halk arasında pek bilinmez ama bilen bilir: Şifa deposudur.
Ve tabii ki bal… Her damlası binlerce çiçekten, binlerce kanat çırpıştan gelir. Onun değeri, sadece tadında değil, hikâyesindedir.
Arıcılık kolay değildir. Dağ başında sabahladığımız olur. Kovan başında yılanla, ayıyla, fırtınayla sınandığımız günler geçer. Bazen bir gecede emeğimiz telef olur. Ama arı insana sabretmeyi, beklemeyi, doğayla dost kalmayı öğretir.
Şimdi bayrağı oğlum Recep Köylü devraldı. Gençtir, heveslidir ama en önemlisi, arıya benim gibi gönül vermiştir. Artık bu yolu birlikte yürütüyoruz. Her sabah yine kovanların başındayım; çünkü bilirim ki, arıya bir kez sevdalanan, ondan kolay kolay kopamaz.
Bu toprağın, bu doğanın, bu arıların bir hikâyesi varsa — biz o hikâyenin içinde yaşamaktan gurur duyuyoruz.
Sevgiyle, emekle, balla…
Servet Köylü
+90 554 874 18 09
susehrikoyluaricilik@gmail.com
Yeni mahalle, Mehmet Akif Sokak, 18/A Suşehri / Sivas